Nerede olursa olsun, dünyanın en savunmasız, en masum canlıları kimdir diye sorsak akıllara ve yüreklere çocuklar düşer. Herkesin içi burulur zarar gördüklerine dair bir haber geldiğinde... Son yıllarda, bu haberler her gün Filistin’den gelmekte...
Filistin'in yıkık sokaklarında yürüyen çocukları gördüğümüzde, yalnızca bir coğrafyanın acısına değil; insanlığın en derin sınavına da şahit oluruz. Onların teslimiyeti korkudan değil; ALLAH'a duydukları sarsılmaz imandan doğar. Çünkü bilirler ki, yaşadıkları zulüm bir son değil, ebedi hayatın kapısına açılan bir imtihandır.
Bu çocuklar, yaşlarının küçüklüğüne rağmen gönüllerinde dağlar kadar sabır taşır. Gözleri korku değil, umut taşır. Cennetin umudunu...
Masumiyetin Büyük Dersi
Her sabah uyandıklarında, dünyaya farklı gözlerle bakarlar. Onlar için
yarın sadece bir gün değil, ALLAH'a daha yakın olma fırsatıdır. Onların
hayatlarında, oyuncakların yerini, yıkılmış evlerin arasındaki çamurlar, çizgi
filmlerin yerini Kur'an ayetleri almıştır. Sekiz yaşındaki bir çocuğun "Cennet
şehitlere vaciptir" deyişindeki o teslimiyet yok mu? İşte bu netlik,
bizim yetişkin halimizle cesaret edemediklerimize dönüp bakmamızı adeta farz
kılar.
Kimi zaman enkazların arasında, yüzünde bir tebessümle koşup oynarken, kimi zaman şehadetle sonuçlanan bir yolculuğa cesaretle adım atarlar. Aldıkları her nefes, ALLAH’la yapılmış gizli bir sözleşmenin ifadesi gibidir: "Teslimiyetimiz, bize dayatılan zulme değil, yalnızca RAB'bimizedir."
İmanın Sarsılmaz Duruşu
Filistinli çocukların kalpleri, dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğimiz bir safiyete sahiptir. Onlar, bombaların altında dua eden, enkazdan çıkartıldıklarında ilk sözleri "Elhamdülillah" olan küçücük ama kocaman kalplerin sahipleridir. Öyle ki gerçek teslimiyet aslında nasıl olur tüm dünyaya gösteren öğretmenler gibidirler. Onların gözlerindeki parıltı, sadece yaşama sevincinden değil; ALLAH'a kavuşma özleminden gelir.
Bu çocuklar, ailelerine sarıldıkları an, sanki tüm dünya durur. Çünkü o kucaklama, sadece bir veda değil; "Biz, ALLAH'ın yanında kavuşacağız" mesajıdır. Anne babaların gözyaşları acı taşırken, çocukların yüzleri huzurla dolar.
Zulmün Karşısında Dimdik Duruş
Filistinli çocukların iman dolu yürekleri, zalimin gücünü sarsar. Onların korkusuzluğu, silahların gümbürtüsünden daha güçlüdür. Çünkü bilirler ki, cennetin kapıları, onların masumiyetine ardına kadar açıktır. Tank seslerinin arasında duyulan ezanlar, bugüne kadar duydukları en güzel müziktir. Onların bu kararlı ve dimdik duruşu Sumud Filosu'nu harekete geçiren önemli sebeplerden biri olmuştur. Sumud kararlılık anlamına gelir. Bu filo da tüm engellere rağmen kararlılıkla yoluna devam etmektedir.
Küçük elleriyle ona zulmedene taş atan bir çocuk, aslında zalime karşı imanın gücünü ortaya koyar. O taş, sadece bir taş değil; mazlumun haykırışıdır, hakkın sesidir. Haktan yana olan Sumud Filosu da bu çocuklar için harekete geçmiştir. Bu çocuklar dünyaya şunu haykırır: "Bizim gücümüz silahlardan değil, ALLAH’a olan inancımızdan gelir."
Şehadetin Kutsal Anlamı
Bu topraklarda büyüyen her çocuk, şehadetin kutsal anlamını küçük yaşta kavrar. Onlar için ölüm bir son değil, başlangıçtır. Onlar, cennet bahçelerinde koşup oynamanın hayalini kurarlar. Bu hayal, onlara mücadele edebilme cesaretini veren yegâne güçtür.
Filistinli bir çocuğun "Ben şehit olmak istiyorum" demesi, insanların kulaklarına ulaşan bir laftan ibaretmiş gibi gelebilir. Esasında bu söz, onların en büyük emellerinin ifadesidir. Onlar bilirler ki, şehit olan çocuklar, cennetin en güzel yerlerinde ALLAH'ın sevgili kulları arasında yer alır.
İnsanlığa Verilen Ders
Onlar küçük bedenleriyle, büyük bir davanın yükünü taşırlar. Bunu yaparken, aslında insanlığa unutulmaz bir şahitlik bırakırlar. Onların yaşadıkları her an, bizlere sabır, teslimiyet ve imanın gerçek anlamını öğretir. Ekranlarda izlediğimiz bu çocukların her hali, bizim dünyamızda kalıcı değişimlerin tohumlarını atar.
Gerçek teslimiyet, yalnızca ALLAH'a boyun eğmektir.
Gerçek özgürlük, kalbi yalnızca ALLAH'a bağlamaktır.

Ve Filistinli çocuklar bir gerçeği ispat ederler: Yaşları küçük, imkanları eksik, umutları büyük, gönülleri ise sonsuzluk kadar derinde ALLAH'a teslimdir.
Kalplerde Yankılanan Dua
Bu çocukların ahvaline bakan herkes şükrün, çocukluğun, umudun, inancın, imanın, teslimiyetin, sabrın ve cennetin anlamını yeniden düşünür. Onların hikayesi, bizim kendi imanımızı sorgulatır. "Acaba biz de böyle saf bir kalple teslim olabilir miyiz?" sorusunu zihnimizde dolaştırır.
Filistin'in bu minik şahitleri, sadece kendi topraklarının değil; tüm İslam aleminin gururudur. Onların her nefesi, bizim için bir ibret; gülüşleri, bizim için bir ders; duaları, bizim için bir rehberdir.
Ve dualar dökülür dudaklardan:
ALLAH'ım...
Mazlum çocukların gözyaşlarını rahmete çevir. Bizlere, onların sabrından bir
damla nasip eyle. Kalplerimizi zulmün karşısında cesur,
Hakkın yanında dimdik eyle.
Âmin.
&
6 Yorumlar
Konu Gazze olunca insan ne yazıcagını şaşırıyo
YanıtlaSilDünyanın en ağır yükü güçlüye değilde en zayıf canlısı cocukların sırtına yüklenmiş gibi. ALLAH kulunu desteklerse cocukla dünyayay mesajını gönderir. Dünya onun ayağına gelir.
YanıtlaSilCan'ımmm Filistin çocukları...
YanıtlaSilİnsan yaşadığı olaylara verdiği tepkiler ile öğrenir ve öğretir. Gazzeli çocuklar da dünyaya teslimiyet, tevekkül, sabır, irade, iman, dua gibi birçok kavramı öğretti...
YanıtlaSilHer iki dünyada kardeş olduklarımız... Ayaklarına taş değse üzüldüklerimiz... Koşmak istesekte gidemediklerimiz... Ne güzel anlatılmış dünyanın en güzel çocukları... RAB lerinin sevimlisi...
YanıtlaSilCanım Gazze çocukları...
YanıtlaSil