Ad Code

Responsive Advertisement

HAY AKSİ

 


Tüm gün gök gürültüsü hiç durmamış, yağmur bir an olsun dinmemişti. Elif, bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında iyice ıslanmıştı. “Hay aksi! Hep de beni bulur! Şu halime bak, sırılsıklam oldum. Bu yolun bir de dönüşü var… bir de derse gidişi var!”

Yıllardır ertelediği bir konuda nihayet bir adım atmış, ehliyet kursuna yazılmıştı. Bir zaman bu ehliyeti alması gerektiğini biliyordu ama şimdiye kadar zaman zaman ayırmamıştı. Ne zaman sürücü kursuna yazılacak olsa “Aman boşver, şimdi değil büyük şehirde arabasız da rahat” demişti. Gel gör ki, artık bebeği de olduğu için araba bir konfor olmuştu onun için. Kursa yazılmıştı yazılmasına ama, ne zaman derse yetişmeye çalışsa mutlaka bir şey oluyordu. Evden bir türlü çıkamıyordu ya da o gün hiç olmayacak kadar çok trafik oluyordu.

Bir yandan yağmurda koşarken bir yandan derin muhasebelere dalmıştı. “Acaba gitmemem mi gerekiyor bu derse, neden bu kadar aksilik çıkıyor?!” Telefonunun çalmasıyla iç dünyasından çıktı. Arayan Ahmet’ti.

Neredesin Elif, yine mi geç kaldın?”

Ahmet beni neden anlamıyorsun ya?! Hem çocukla hem evle uğraşıyorum bütün gün. Bir türlü çıkamıyorum işten güçten!”

Elif'in eşi Ahmet mülayim bir adamdı. Çok tartışmaya girmezdi. Özellikle Elif böyle söylendiği zamanlar o susmayı tercih ederdi.

Kaçta uyandın?”

Ne demek kaçta uyandın? Ne alakası var şimdi? Tüm gün uyuyor muyum ben?”

Öfkeyle Ahmet’in suratına kapattı telefonu. “Kaçta uyandınmış! Ben ne diyorum adam ne diyor ya!”

Elif o akşam derse 1 saat gecikmeli de olsa katılabildi. Kurstan çıkınca eve yürüyerek gitmeye karar verdi. Ahmet’in sorduğu soru hala kulağındaydı. Onu anlamadığı için sinirliydi, biraz hava almak iyi gelecek diye düşündü.

Elif’in sabah erken kalkamama sorunu uzun zamandır vardı. Beş alarmı peş peşe kurup zar zor uyanabiliyordu. Çocuğun ağlamasına bile bazen önce Ahmet kalkabiliyordu. Bu sabah da çocuk erken uyanmamış o da alarmı duyup kalkmasına rağmen geri yatmıştı. Genel olarak bir şeyleri ertelemeyi severdi, tıpkı alarmı gibi…

Ehliyet kursuna gitmek de çok ertelenmiş bir karardı. Tam da bu yüzden, Elif için ekstra zordu. Çünkü hayatta ertelenen her iş, o insandan daha fazla emek alarak yoluna girerdi. Elif ise buna bakmadan, çok şanssız olduğunu düşünerek kendisine acırdı.

Oysa ki insan yapması gereken bir işi ertelediğinde tüm sahne değişir. Bu iş kimi zaman silinmeyi bekleyen bir cam, pişirilmeyi bekleyen bir yemek, gönderilmesi gereken bir evrak ya da gidilmesi gereken bir eğitimdir. Elif için ehliyet kursuna yazılmak çok ertelenmiş bir karardı. Tam da bu yüzden sürekli kırmızı yanan trafik lambaları, bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, birine bırakmak zorunda kalacağı bir çocuk ya da yolda trafiği kilitleyen bir kaza onun sahnesinde kaçınılmazdı.

İşte insan, başına gelenlere kızmakla oyalandığı için, meselenin kaynağını hiç anlayamıyordu. Belki de bu defa Elif problemini fark edip çözecekti. Peki bizlerin problemlerimizi çözmemiz için başımıza ne gelmesi lazım?

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 



Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. Erteleriz erteleriz sonra da işin içinden çıkamayız.. boşuna söylenmemiş “ertelenen herşey büyür” kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. Gerçeklere arkamızı dönüp ertelediklerimiz...

    YanıtlaSil
  3. Insan kendi hatasını çoğaltıp, bir de yapamıyorum diyerek başkasına kızıyor ya. Komik hallerimiz:)

    YanıtlaSil
  4. Hayatımın problemini bana fark ettiren seminerlerdi. Nasıl çözeceğimi de öğretip hayatıma dokundunuz. Ne kadar teşekkür etsem az!

    YanıtlaSil
  5. Kaleminize sağlık, günümüzün en önemli hastalığı..ertelemek..

    YanıtlaSil
  6. Kaleminize sağlık💐
    Zaman zaman yaptığımız ertelemeler alışkanlık haline gelince içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Ertelemenin bu kadar zarar verdiğini, zorlaştırdığını, ciddi bir problem olduğunu, problem üstüne problem getirdiğini bir kavrayabilsek…
    Ve ertelemeden er davranabilsek kendimize ne kadar iyilik etmiş olacağız, hayatımızı kolaylaştırmış olacağız, problemin yarısını baştan çözmüş olacağız, zaman kaybetmeden keyifle yaşayacağız…

    YanıtlaSil