Ad Code

Responsive Advertisement

FIRTINA SONRASI

 


Gün her zamanki gibi sakince ayıyordu...

Kuşlar uyanıyor, ağaçlar dallarını güneşe dönmeye başlıyor, insanlar günün yoğunluğuna hazırlanmaya başlıyordu...Her yeni gün bir ümitti aslında insan için. Yeni sınavları, yeni sevinçleri, yeni zorlukları için hala zamanın olduğunun bir işaretiydi...Yorucu geçen günlerin ardındaki sakinlik gibi hayatta da her anlık acıdan sonra toplamda haz vardı...

Nasıl sabah erken kalkıp spor yapmak, uykudan vazgeçmek, yatağından ayrılmak insanın canını acıtan ama canı acırken onu daha iyi kılan şeyler ise… Ona iyi gelmeyen o ilişkiden vazgeçmesi, zor da olsa alışkanlık haline getirdiği bir davranıştan sakınması da burnunun direğini sızlatsa da toplamda daha güzel ilişkiler kurmasını sağlayan şeylerdi insan için… 

Arzu bir kitapta şöyle bir yazı okumuştu, "Duygunun yoğun olduğu yerde, olay anında insan seçim kriterlerini belirleyemez. O yüzden önemli olan, her kararı için olayın duygusunun içine girmeden; ihtiyaçlarını, seçim kriterini, sınırlarını belirlemesidir insanın..."

Tam da duyguları ile boğuşurken karşısına çıkan bir yazı olmuştu...İnsan onu üzen bir durumla karşılaştığında haklı görülmeyi, duygusunu sonuna kadar tüketmeyi beklerken, esas şifası yaşadığı duygu yoğunluğundan uzaklaşmasıydı aslında...Bu noktada ise ona iyi gelecek şey bilincini açacak soruları sormasıydı kendisine...

Beklemediği anda çok iyi gelmişti bu yazı.Nasıl bir ilişki istiyorum? Benim neye ihtiyacım var ve ben karşımdakine ne verebilirim? Hassasiyetlerim, sınırlarım neler? Ne zaman devam edebilirim ne zaman ayrışmam gerekir? Bir insanın hayatı üzerinde benim ne kadar söz hakkım var?

İnsan bir ilişkiye başlamadan önce bu soruları sormalıydı kendine. Aksi halde hayal kırıklığı yaşaması kaçınılmazdı. Çünkü ilişki kurduğu kişi günün sonunda bir insandı ve onun da istekleri vardı. Haklı çıkmayı, anlaşılmayı, anlaşılmayı herkes beklerdi...Bu sorulara cevap bulduğunda ise insan iletişim kurduğu kişiyi tanımlayabilir, nerelerde zorlanacağını anlayabilirdi. Bir insanın hayatına zorla müdahale edemeyeceğini bildiğinde rahatlamaya başlar, kendisini dününe göre iyi hale getirmeye tam anlamıyla odaklanabilirdi. Aksi haldi sonu gelmeyen bir döngüye girer, kendisine sorulmayan sorular ile debelenip dururdu...

Elinde ölçü yoksa nasıl “EV-VET” deyip emin olarak bir yola çıkabilirdi insan?

Elinde ölçü yoksa nasıl “burnunun direği sızlasa da” bir yoldan vazgeçebilirdi?

Konfor denilen şey de buradan geliyordu aslında...

Çoğu zaman sahip olduğumuz imkanları konfor olarak adlandırırız ancak gerçek konfor insanın yaptığı seçimlerde bir ölçüsünün olmasıdır. Her seçimde duygu durumumuz neşeli, imkanlarımız yeterli olmayabilir ancak hayatın sorduğu sorulara cevap verirken bir ölçümüz olduğunda isabetli yaşayabiliriz ömrümüzü...

Yataktan çıkmak bile istemediği, onu üzen kişiye had bildirmek istediği anda insan, aslında tüm soruların ve cevapların kendisi ile ilgili olduğunu bildiğinde, burnunun direği sızladığında bile elindeki ölçü ile bakabilmeye başlar.

Kendisi için kurulan eşsiz sahnede, herkes onun gözünün içine bakarken, yardımcı oyuncular onun için yerlerinde hazırken...

Başrol olduğunu fark ettiğinde insan...

Hayatta sadece kendisine sorulan sorular ile ilgilenmeye başlar...

O zaman dumanlı hava diner, kalabalık düşünceler sakinleşir, daralan göğüs kafesi rahatlar...

Çünkü hayat bir başkasının tepkilerini yönetmen için değil, kendi sahnende, elindeki ilmin ölçüsüyle yaşamanı bekler senden sadece...

Ve her zorluğun arkasından gelen kolaylık, her sızıdan sonra gelen tatlı huzur, her acıdan sonra gelen haz hak olmuştur artık insana...

&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Kendi hayatının başrolü olmayı kabul ettiğin an her şey değişiyor evet çok zor ama bir o kadar da basit..
    Gözyaşıyla okuduğum bir blog oldu
    Teşekkür ederim 🌸

    YanıtlaSil
  2. İnsan seçimlerini yaparken irdelemez. Oysa hayat sürekli insana mesajlar verir. Önemli olan mesaj kutusunu sürekli takip etmek ve mesajları doğru okumaktır.

    YanıtlaSil