Çağla karşıdan karşıya geçmek için sağa sola bakındı. Bir anda elinden kopup sokağa fırlayan kardeşine, çığlık çığlığa “Derinnn! Hayııır!” derken, bir arabanın son anda kardeşinin dibinde frene bastığını görmüştü. Ne yapacağını şaşırdı. Korku ve panikle kalbi küt küt atarken, o tedirginlikle kardeşine sarıldı. “Sakın bir daha böyle bir şey yapma Derin sakınn!” diye öptü kardeşini.
Kardeşinin küçüklüğüne dair hatırladığı en net anısı buydu Çağlanın. Zaman zaman aklına düşer, tekrar filim şeridi gibi gözünün önünden geçerdi o gün. Bu anının üzerinden kaç yıl geçmişti. “Vay be” dedi kendi kendine.. “Zaman ne hızlı geçiyor. Her şey değişiyor, Derin’in düşüncesiz ani tepkileri hala değişmiyor.”
Çağla ve Derin iki kız kardeşti. Derin ablasının birebir kopyası olsa da kişilik olarak bakınca çok farklı olduklarını çevrelerindeki herkes bilirdi. “Hadi gel ablacım şu ödevlerini yapalım.” Çağla ne kadar kendi kendine ders çalışabilen bir kızsa, küçük kız kardeşi tam tersiydi. Bunu ona öğretmek için çok çabalasa da sürekli arkasından itelemeli, bir şeyler yapması için çok çabalamalıydı. Ders başına geçtiği andan itibaren yirmi dakikaya bir dikkati dağılıyor, yerinden kalkmak istiyordu.
Binbir çabayla bugünün de ödevleri bitti derken, Derin’in bilgisayar başına koştuğunu gördü. Her zaman ki gibi ödevlerin çoğunu ablasına yaptırmıştı. Ablasına bir şeyler yaptırma konusunda ustalaşmıştı artık. Etrafındaki herkesi kendine pervane etmişti daha küçücükken.
Bu arada Çağla yüksek lisans tezi için bilgisayarının başına geçti. Bir yandan araştırmalarını yapıp tezini yazarken diğer bir yandan da meyve tabakları hazırlayıp hem anne babasına, hem kardeşine hem de kendine bakıyordu. Saate baktığında on bir olduğunu gördü ve hemen yerinden fırladı. Aradan üç saat geçmiş hiç fark etmemişim derken, hala bilgisayar başında olan kardeşini gördü.
—"Canım benim saat kaç olmuş, hala kalkmadın mı sen buradan, hadi yatağa"
—"Tamam abla ya, zaten hiç izin vermiyorsun ki bana. Kaç yaşıma geldim hala yatağa diyorsun"
—"Hadiii hadi, şikayet yok. Hareket var. Doğru yatağa. Hem daha on iki yaşındasın!"
—"Doğru diyor ablan.. Hadi yavrum yarın okulun var"
Annesi hak verdiğinde istemsiz bir tebessüm oluştu Çağlanın yüzünde. Bu annesinin çok yaptığı bir şey değildi. Küçüklüğünden beri hep kendi kendine çalışan, az imkana sahip olan, çalışmak dışında pek bir seçeneği olmayan sessiz sakin problemsiz bir çocuktu. Hep ailesini mutlu etme çabasında olan, çabası nadiren taktir edilen bir çocuk... Gerçi, problemsiz demek de, doğru değildi aslında.
Çünkü üzerine güneş doğan her varlığın bir problemi vardır.
Çağlanın da hayatında problemleri olurdu ama o pek kimseye hissettirmeden çözerdi. Kaç kez istediğini alamadığı, sürekli “hayır” kelimesini işittiği için, mecburen vazgeçmek zorunda kaldığı bir çocukluk...
Zamanında Çağlanın veli toplantısına katılan annesi hiç kötü bir şey duymasa da, küçük kızında durum başkaydı. “O kadar imkan verilmesine rağmen hala düzelmiyor bu çocuk. Az yapıyoruz da ondan. Derin için başka ne yapabilirim?”
Oysa fark etmiyordu annesi başarılı ve örnek gösterilen kızının bu imkanların onda birine bile sahip olmadığını. Başarılı olmayı etkileyen imkanlara sahip olmaksa, Çağlanın daha da başarısız olması gerekmez miydi?
İnsanın dikkatini yönetmesini sağlayan şey nedir?
Problem gerçekten yeterince imkan sunmamaktan mı kaynaklı? Yoksa tam tersi, imkanlara boğdukca oluşan marifetsizlikten mi?
Peki olgunluk nedir? Nasıl olur?
Çağlanın aklında deli deli sorular...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, hayatın içindeki deneyimlerden faydalanılarak tasarlanmış bir bilgi teknolojisidir. Deneyimsel kısmını geçmişten, tasarım kısmını ise şimdiki ve gelecek zamandan alarak geçmişin deneyimleri ile şu ana ve geleceğe köprüler kurar. Yeryüzündeki tüm canlı ve cansız varlıkların hayatlarındaki ortak deneyimleri harmanlayarak insanların hem bugününü hem de yarın gideceği yolun haritasını, deneyimselleştirilmiş öngörülerle çizmesine olanak sağlar.
2 Yorumlar
Çok anlamlı günümüzü izleten bir yazı emeğinize sağlık...
YanıtlaSilBen kimden takdir görmek istiyorum? Beni kim sevsin? Beni kim beğensin? Sorusunun cevabını almak İnsanı olgunlaştırabilir... Emeklerinize sağlık...
YanıtlaSil