Mete bir yandan heyecanlı, bir yandan kaygıyla sabahı edemedi. Geçen yıldan karnesinde üç tane zayıfı vardı. Aslında çok umursamamış, yaz tatili için verilen ödevlerini bile tamamlamamıştı. Ama bu sene önceki senelerden farklı olmalıydı, çünkü yıllardır beklenen o sınav senesi nihayet gelip çatmıştı.
Çalışma programı için kafa yorduğu pek söylenemezdi. Annesi defalarca hatırlatsa da “Hallederiiiz!” demekle kalmıştı bütün yaz. Okulun ilk günü ödev kontrolü yapılırken elinde materyali olmayınca ders boyu ne yapacağını şaşırmıştı. Hiçbir soruya cevap verememiş, sanki başka bir gezegenden gelmiş gibi hissetmişti.
Tabii ki tekrar okula kavuşmak, koridorda arkadaşlarıyla sohbet etmek, bahçede futbol oynamak, okulun keşfedilmemiş köşelerini keşfetmek, adım atar atmaz hafta sonu programları için eyleme geçmek iyi gelmişti. Peki hedefine yönelik yapacakları neredeydi? Ya da bir hedefi var mıydı?
Daha ilk haftadan çizelgede adının karşısına atılan eksiler motivasyonunu düşürmüş, ne yapacağı kaygısı içini sıkmaya başlamıştı. Nasıl programlı çalışacaktı? Yıllardır yatağını bile annesi toplarken, bir kez mutfaktan kendisi yemek almamışken o ödevler nasıl yapılacaktı? Okula gitmek güzeldi ama sorumluluk kısmı nasıl hallolacaktı? Yeni döneme hazır mıydı?
Zaman hızlı geçiyordu, birkaç hafta geride kalmıştı bile. Bir gün okul çıkışı parkta oturdu, zihnindeki sorulara cevap bulmak için düşüncelere daldı. Ailesiyle vakit geçirmeyi sevmiyor, okula gitmek arkadaşları dışında çekici gelmiyor, iş yapmayı hiç istemiyor, ders çalışmayı işkence olarak görüyordu. Geçen yıl aynı döngüde yine bir şey yapmamayı seçmiş ve kötü bir karne ile seneyi kapatmıştı.
Cevaplayamadığı sorular zihninde dönerken arkadaşı Emre aradı ve hafta sonu olacak doğum gününe davet etti. Ama o gün Mete’nin ilk deneme sınavı vardı. Peki ne yapacaktı? Neden hep yapması gereken önemli bir şey varken harika bir teklifle bir arkadaşı gündeme geliyor ve kafasını karıştırıyordu ki? Yazın da benzer tekliflerle oyalanmış, dersin başına oturmayı sürekli ertelemişti.
“Belli ki bu iş böyle gitmeyecek.” diye düşündü. Belki de ilk defa hayır demeyi başararak Emre’ye başka bir gün bir araya gelmeyi teklif etti ve telefonu kapattı. Yaz boyu eline almadığı kitaplar başını yeterince ağrıtıyordu. Başlamayı daha fazla ertelemek istemiyordu.
Eve gittiğinde uzun zamandır ailesiyle aynı masaya oturmadığını fark etti. Bu kez direkt odasına gitmek yerine salona uğrayıp yemeğe katıldı. Biraz sohbet de ettikten sonra odasına giderek o ana kadar formaliteden köşede duran çalışma masasını eski yerine getirdi ve başına oturdu.
O gün Mete için bir dönüm noktası oldu. Günden güne ders çalışma süresini artırdı. Başlarda çok zorlansa da zamanla bundan keyif alır hale geldi. Sürekli uyuklayanken, artık daha canlı hissediyordu. Okula gitmeden önce yatağını bile toplamaya başlamıştı.
İnsan isteyince nasıl da her şey yoluna giriyor değil mi? Peki bu nasıl oldu? Yıllardır ailesi, öğretmenleri yüzlerce şey söylemesine rağmen bir arpa boyu yol kat edemeyen Mete, nasıl düzene girdi?
İnsan isteğinin zıddında hareket ettikçe, zamanı verimli kullandıkça, yapacağı şeyin, gideceği yerin, konuşacağı sözün faydasına baktıkça; toparlanmaya başlıyor. Bu sefer o yeni dönemler, yeni başlangıçlar güzelleşiyor. Kaygılar yerini umutlara ve mutluluğa bırakıyor.
Her yeni dönemin güzellikler getirmesi dileğiyle…
&
9 Yorumlar
Hayırda, sağlam adımlarla başlayabilmek ümidiyle.. Motive edici yazınız için teşekkürler, kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilÇok ihtiyaç gideren bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık
YanıtlaSilMesele O çuvalı demekle ilgili... Emeklerimizin sağlık...
YanıtlaSilGerçekçen yeni başlangıçlara adım atmak istiyorsak işte o zaman o ilk zorluğa başlama acısına göğüs gerip sıkıntılarımızı çözebiliriz. Başlama cesareti gösterebilme umuduyla… kalemin sahibine sevgiler iyiki yazmışsınız. İyi bir hatırlatma oldu.
YanıtlaSilHazırım :)
YanıtlaSilBu şevklendirici yazi için teşekkürler
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık :)
İsteğinin zıddına hareket etmek… Ne kadar da zor… Denemeye hemen başlayalım o zaman…
YanıtlaSilIsteginin zıttina haraket etmek ihtiyaçla isteği ayırt edebilmek ne kıymetli
YanıtlaSilElinize sağlık. ‘Başlat’ düğmesine bastıran bir yazı . :)
YanıtlaSilİstediğinin zıttında hareket etmek evet zor ama insan bunu yapmadan nereye kadar gidebilir ki! İhtiyacı olanı seçtikçe, sorumluluk aldıkça başaracağını güçleneceğini bilmek o hareketi başlatmaya yetmez mi? Bunu bilmek çok motive edici, çok umut verici…