Ad Code

Responsive Advertisement

ÖZGÜRLÜK: FİLİSTİN'İN KALBİNDE ATAN DİRENİŞ

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Özgürlük... Kulağa kısacık gelen ama içinde bir ömürlük anlam taşıyan kelime.

Çoğumuz özgürlüğü ‘zincirleri kırmak, istediğini yapmak, engelleri aşmak ya da kimsenin boyunduruğu altında olmamak’ diye tarif ederiz. Ama belki de özgürlük, bundan çok daha derin bir anlamı taşır.

Yıllar önce katıldığım bir seminerde özgürlük için: "İnsan, bırakabilmeyi bilmeli ama pes etmemeli." denilmişti…

O zaman ne demek istediğini anlayamamıştım...

Bırakabilmenin Gücü

Düşünsenize... Evinden vazgeçebiliyorsun, sahip olduğun eşyadan, alışkanlıklarından, güvenli sandığın dünyadan vazgeçebiliyorsun. Bu potansiyel, insana görünmez kanatlar takıyor.

Ama işte özgürlüğün en çarpıcı tarafı şu: Bırakabilme hakkına sahip olacaksın ama iradenle, gönlünle, seçtiğin şeyi yine de bırakmayacaksın, ondan vazgeçmeyeceksin.

Bir Çocuğun Gözlerindeki Özgürlük

Telefonunu bir gün eline alamasan huzursuz oluyorsun. Bir ilişkide "alışkanlık" yüzünden kaldığında özgürlükten söz etmek zorlaşıyor.

Biz buralarda, küçük konforlarımızın içinde özgürlük ararken... Gazze'de bir çocuğun gözlerine bakıyorsun:

  • Evini kaybetmiş,
  • Okulu yıkılmış,
  • Belki annesi babası yanında değil…

Ama gözlerinde tarifsiz bir cesaret ve teslimiyet var.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Çünkü o çocuk, özgürlüğün içeriğini yeniden düşünmemizi sağlıyor:

"Benim evimi alabilirsin ama vatanımı alamazsın. Canımı alabilirsin ama ALLAH'a bağlılığımı asla!"

İşte gerçek özgürlük budur.

Filistin: En Ağır Bedelle Gelen Özgürlük

Gazze sokaklarında yürüyen insanların yüzlerine bak.

Yıkıntıların arasında, dumanların içinde, susuzluk ve açlıkla sınanırken bile bir şeyleri hiç kaybetmiyorlar. O da özgürlük bilinci. Bu bilinç onları ALLAH dışında her şeyden ve herkesten özgürleştiriyor.

Onlar her şeyden vazgeçebilirlerdi:

  • Evlerinden,
  • Mallarından,
  • Güvenli bir hayat arzusundan…

Ama iki şeyden asla vazgeçmiyorlar:

  1. ALLAH'a olan inançlarından
  2. Topraklarına olan sadakatlerinden

İşte bu yüzden dünyanın en güçlü orduları bile onların özgürlüğünü ellerinden alamıyor.

Çünkü özgürlük, tanklarla, bombalarla yok edilebilecek bir şey değil; özgürlük, kalbin en derin yerinde saklanan bir sır.

Özgürlük ve Korku

Bizi özgürlükten alıkoyan en büyük engel nedir peki? Korku. Evet korku!

Kaybetme korkusu. İşimizi, konforumuzu, alışkanlıklarımızı kaybetmekten korkuyoruz. Bu korku yüzünden zincirlerimize sıkı sıkı sarılıyoruz.

Ama Gazze'de korku bile boyun eğiyor.

Bir annenin, çocuğunu şehadete uğurlarken gözlerinden dökülen yaşlara bakıyorsun... O gözyaşlarının içinde acı var ama aynı zamanda tarifsiz bir teslimiyet de var.

Çünkü biliyor ki, kaybettiğinde bile aslında kazanan o!

Kaybettiğinde de var olabileceğini bilen insan, işte en özgür insandır…

Yani; kanatlarını dinlendir ama gökyüzünden vazgeçme.

Özgürlük belki de şu cümlede gizli:

Adımını yavaşlat, yürüyüşünden vazgeçme

Bunu en çok Filistinliler anlatıyor bize.

Onlara "Gidin, başka yerde yaşayın." deseler, bunu yapabilirlerdi, vazgeçmek ellerinde. Ama yapmıyorlar. Çünkü kalmak onların seçimi. Şu an adımları yavaşlamış olabilir ama yürüyüşlerinden vazgeçmiyorlar.

Bedel ödemeyi göze alıyorlar. O toprakta nefes almayı, özgürlük uğruna ölümü bile göze alıyorlar.

Bu durumda onların bağımlılığından değil, özgürlüğünden söz ederiz.

Gerçek özgürlük işte tam da burada: Zorla değil, iradeyle seçtiğin bağlılık.

Kendimize Dönelim

Peki biz gerçekten özgür müyüz?

  • Telefonumu bıraksam var olabilir miyim?
  • Alışkanlıklarımı terk etsem kim olurum?
  • Toplumun bana çizdiği kalıpların dışına çıksam yalnız kalır mıyım?

Gazze'deki bir çocuk bu soruya çoktan cevap verdi bile:

"Ben özgürüm, çünkü her şeyimi kaybetsem bile Allah'a bağlılığımı ve vatanımı bırakmam."

Sonuç: Özgürlüğün Gerçek Anlamı

Özgürlük, aslında bir zinciri kırmak değil.

Özgürlük, zincir gibi görünen bağlılıkların aslında senin seçimin olduğunu bilmek. Özgürlük, vazgeçebilme cesareti kadar, kalbinle seçtiğin şeylere sımsıkı sarılabilme iradesidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Ve işte bu yüzden, özgürlük sadece bir kelime değil...

Özgürlük, Filistin'in kalbinde atıyor.

  • Yıkıntıların altında ezilmeyen bir inançta,
  • Karanlığın içinden yükselen bir haykırışta,
  • Gökyüzüne açılan ellerde...

Gazze bize şunu hatırlatıyor: Özgürlük ALLAH’a teslimiyetin bir şarkısıdır. Ne bombalar kesebilir sesini ne duvarlar hapsedebilir.

Özgürlük, imanla direnen bir yüreğin içinde saklıdır.

Ve belki de asıl soru şudur:

Biz, Filistin’in kalbinde atan o özgürlüğe gerçekten hazır mıyız?

Kendimize “Adımını yavaşlat, yürüyüşünden vazgeçme!” diyebiliyor muyuz?

Bu yazı, gerçek özgürlüğün ne demek olduğunu Filistin'den öğrenenlerin kaleminden...


&

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, gerçeklikle beslenen bir strateji ilmidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir…
Kim Kimdir ile başlayan, İlişkilerde Ustalık ve Başarı Psikolojisi ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

"İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri
En büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi. 
Aynadaki kişi...
Tek başına neler yapabileceğini keşfet!" 

Yorum Gönder

0 Yorumlar