Sabırlı olmalı insan! Yaşadığı olaylara dayanıklılığı olan, müdahale gücü olan, ama saldırgan olmayan...
Nerede olursa olsun, dünyanın en savunmasız, en masum canlıları kimdir diye sorsak akıllara ve yüreklere çocuklar düşer. Herkesin içi burulur zarar gördüklerine dair bir haber geldiğinde... Son yıllarda, bu haberler her gün Filistin’den gelmekte... Filistin'in yıkık sokaklarında yürüyen çocukları gördüğümüzde, yalnızca bir co…
Devamını Oku »Wenn der Mensch nicht so stolz wäre … Wenn er nicht so voller Eitelkeit wäre … Wenn er nicht denken würde: „Warum soll ich mich ändern, der andere soll sich ändern.“ Wenn er nicht sagen würde: „Das Problem liegt nicht bei mir, sondern bei ihm.“ Wenn er nicht alles so hinnehmen würde: „Dieser Mann, diese Frau, dieses Kind –…
Devamını Oku »Yemyeşil, kopkoyu yeşil çayırların mavi gök yüzüne dokunmaya çalıştığı bir tablo gibiydi bahçeleri. Gözünün alabildiğince uzanan serin renklerin iç içe yüzmesi gibiydi. Yeşilin ve mavinin durağanlığı değildi etkileyici olan. O mavideki açıklı koyulu dalgalar, ara ara serpilmiş beyaz kirpikler gibi bulutlar ve güneşin kızıl tonları…
Devamını Oku »Zeynep’in heyecanla hazırlandığı 23 Nisan resim yarışması için artık son güne gelinmişti. Resimdeki son rötuşları öğretmenin destek alarak tamamlamaya başlamıştı. Çok heyecanlıydı. Hem verilecek ödül onu heyecanlandırıyordu hem de başarma hissini yaşamak istiyordu. Öğretmeninin onun üzerindeki emeklerini de boşa çıkarmak istemiyor…
Devamını Oku »Bunun cevabını bilmiyordu ama çok istiyordu Leyla… Annesinin telefonda her konuşmasında yaşın geçiyor ile başlayan cümlelerini ezberlemişti. Telkin gibi günlük dozunu her gün alıyordu. Sıkılmıştı ve kendini başarısız hissediyordu.. Vardı da o mu kaçırıyordu. Yoktu işte…. Bir akşam iş çıkışı hasta ziyaretine gidecekti. Yolda yi…
Devamını Oku »Gün her zamanki gibi sakince ayıyordu... Kuşlar uyanıyor, ağaçlar dallarını güneşe dönmeye başlıyor, insanlar günün yoğunluğuna hazırlanmaya başlıyordu...Her yeni gün bir ümitti aslında insan için. Yeni sınavları, yeni sevinçleri, yeni zorlukları için hala zamanın olduğunun bir işaretiydi...Yorucu geçen günlerin ardındaki sakinl…
Devamını Oku »“Oğlum yine telefonu eline almışsın. Kaç kere söyledim şu telefonu zorunlu olmadıkça kullanma diye!” “Ama anne senin de hep elinde… Dur şuna bakayım…Mesaja cevap vermem gerek… Şuna ihtiyacım var fiyatlarını öğrenmem lazım… Şu habere bakayım…Hep bir bahanen var anne!” “Bak çok kahve içiyorsun her şeyin aşırısı zararlı…” “Bana…
Devamını Oku »Bugün yine o çok yorucu günlerden biriydi. Bütün işler üst üste gelmişti. Yapılması gereken birçok şey vardı. Buna rağmen Elif, çoğu işini halledemeden eve geri geldi. Odasına girdiğinde çantasını kenarına bırakıp, hemen koltuğa kıvrıldı. Şimdi yemek yemek, duş almak bile zor geliyordu. Yapılması gereken her şey zihninde dağ gibi …
Devamını Oku »Ayşe yine düşüncelere dalmışken buldu kendini. Her sabah kafasında bir sürü yapılacak işler sıralaması ile uyanıyor ama günün sonunda çoğunu yapamamış şekilde buluyordu kendini. “Neden?” diye düşündü. Neden? Cevap basitti aslında… Kendi dahil kimseye “Hayır” diyemiyordu. Sanki “hayır” ke…
Devamını Oku »Büyüdüğü mahallenin dar sokaklarında hızlı hızlı ilerliyordu. Yetişmesi gereken kuaför randevusuna giderken bir yandan da sağda solda gördüğü tanıdıklara selam veriyordu. Doğduğu günden beri bu mahalleden ayrılmamıştı. Mahallenin bir kültürü oluşmuştu. Serpil de o kültürün parçasından ayrılmak istemiyordu. Dışarıdan gelenlerin de …
Devamını Oku »